3 Aralık 2013 Salı

Temiz Toplum Çağdaş Gençlik

15/11/2012

Eski kızılderililerin beyaz adamlarla savaşını konu alan bir filim dikkatimi çekti. Dağınık ve örgütsüz bir biçimde göçebe yaşayan kızıl derililer sadece yaşadıkları bölgede av hayvanları avlayarak geçimini sağlamaktadır. Fakat beyaz adamlar dedikleri Amerikalılar değerli arazileri aralarında bölüşmek ve yerlileri köylerinden, o verimli arazilerden kovmanın yollarını ararlar. Bazı silah ve içki tüccarları yerli köylerine gelir, onlardan hiç değeri olmayan hayvan kemiklerinden yapılmış kolyeler alır, karşılık içki ve silah verirler.


Aslında tüccarları yöneten bir bankanın sahibi ve şeriftir. O topraklarda petrol yatağı oldugunu bilen banka sahibi oraları ele geçirmek için bir savaş çıkarmanın yollarını arar ve bulur. Yerli kabilelerine ateş suyu dedikleri viskiyi hediye olarak sunarlar. Ve kızılderili kılıgına soktukları beyaz adamlar kendi ırkından olan beyaz adamları öldürür. Amaç halkın beyaz adamları kızıl derililere karşı örgütlemek ve onları topraklarından sürmektir.

Yerliler her ne kadar masumsa da artık beyaz adamların gözünde vahşidirler. Beyaz adamların planları bitmez. O açılacak petrol kuyularına ulaşım için demir yollarının kurulması gerekmektedir. Demiryolları yerlilerin arazisinden geçmeye başlar. Yerliler demir at dedikleri trenin arazilerine girmesine engel olmak için birleşirler ve savaş davulları çalmaya başlar. O arada banker boş durmaz genç yerlilere ateş suyunu su gibi dağıtır. Amaç yerli gençliğini ateş suyuyla azdırıp beyazlara saldırtmaktır.

Süvari birliğinin katliamlarıyla yerli kabileleri köylerini boşaltmak ve kaçmak zorunda kalırlar. Fakat o araziler apaçilerindir, onlar satışını yapmadığı için tren yolu yarım kalır. Bu sefer apaçi avına çıkarlar ve şerif yakaladığı her yerliyi işkencelerle baskılarla, imzaya zorlar. Büyük bir yenilgi alan yerliler birer kasa ateş suyuna imza atarlar. Atmayana ateş suyu yoktur ve türlü baskılara maruz kalır.

Tren satın alınan arazilerden geçer. Petrol kuyuları açılır banker ve şerif o yerlerin en zengin insanları arasına girerler. Ya yerli kabileler? Onlarsa yaşam mücadelesi vermek için dağlara, kurak topraklara itelenirler. Yerli şefi şehirden uzakta kalan en yüksek tepeden, gece yanan ışıklara bakarak yakın zamanda beyaz adamlar bizleri bu dağlardan da kovacaklar. Bizim düşmanımız beyaz adamlar değil ateş suyudur. Ben bu kabilenin şefi olarak ateş suyunu kabileme yasaklıyorum, der. Ama genç apaçiler kendilerini şehir hayatına kaptırmış, her sokak başında elinde ateş suyu şişesi olan bir yerliye rastlamak mümkün olmuştur.

İçip sarhoş olan yerli gençleri şehirlerde talan ve hırsızlıga giderler. Hatta bir şişe ateş suyu parası için cinayetler işleyenler çıkmaya başlar. Köyleri beyaz adamlar tarafından yok edilen, katliamlar yaşayan genç apaçiler, küçük küçük ceteler halinde adeta intikam alır gibi bazı banka soygunları ve posta arabası soygunlarına başlarlar. Amaçları gelişen Amerika'da beyazlar gibi yaşam sürmektir ve bu gelişen ülkeye ayak uydurabilmek için çok paraya ihtiyaç vardır.

Hiç birisi beyaz adamlar gibi olamamıştır. İşledikleri suçların cezasını eyalet hapishanelerinde çekerler. Cezası biten genç apaçiler şehirde daha da güçlü bir hale gelir ve gittikçe çoğalırlar. En sonunda o eyaletin belediye başkanıyla anlaşma yaparlar ve yerlilere petrolsüz ama suyu bol olan bir arazi verilir. Orada yerliler ürkerek de olsa yaşamaya çalışırlar.

Bu film bizlerin yaşantısının aynası gibi. Bizim gençlerimizin de birden bire uyuşturucu batağına itelenmesi, evleri yıkılan insanların çoçuklarının ellerinde bali ve tiner şişeleri ile ortalıkta dolaşmaya başlaması tehlikeli bir durumdur. Gençlik gittikçe uyuşturucu furyasına katılmakta. Gençler yoldan geçen vatandaştan tiner almak için bir lira istiyor, yok diyen o vatandaş kötü bir dayak yiyor. Aslında bunları herkes biliyor da yazmak anlatmak kimsenin işine gelmiyor. Biz yurtaşlar olarak bali ve tiner kullanırken yakalandıklarında uyuşturucu kullananlar aynı şekilde cezalandırılsın istiyoruz. Mevcut yasalar güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlıyor.

Bu yazıyı yazarken yolda bali içen gençler gördüm. Polisler üzerlerini arayıp bali torbasıyla beraber serbest bırakıyor. Çünkü yasa böyle polis ne yapsın. O gençler yoldan geçen kişinin ceketini zorla alıp adamı dövüyorlar. Sonra polisler tekrar geliyor demin bıraktıgı balicileri arıyor. Neden çünkü suç işlediler? Bırakın suç işlemeyi yolcuyu, adamı öldürebilirlerdi de. O zaman da cinayet işlediler diye onlarla aynı mahallede oturan bizleri suçlayacaklardı. Bizler yol yakınken bu uyuşturucu meselesini devletimizin çözmesini talep ediyoruz. Tehlike geliyorum diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder