3 Aralık 2013 Salı

2011 Yılında İlk Dua

07/01/2011

Sevgili arkadaşlar 2002 yılından beri mahallemizde birkaç defa yıkım tehlikesi ile karşı karşıya geldik. Geceleri uykularımız kabusa dönüştü. Bahçemize bir ağaç, bir çiçek dikmek dahi içimizden gelmedi. Hatta bayram temizliklerinde nasıl olsa evler yıkılacak düşüncesiyle badana bile yapamadık. Akan çatımızı bile tamir etmek içimizden gelmedi. Çünkü beynimize işlenen yıkım laflarının etkisiyle piyango ya bize de çıkarsa kabusu yaşayarak hayata küstük. Derken bir ara Roman Çalıştayı yapıldı; umutlandık, sevindik.

Bizler hatalar yapmıyor muyuz? Görünen o ki isteklerimizi tam olarak anlatamıyoruz. Bizlerin Romanlar olarak hükümetten beklentimiz ne? Her kafadan bir ses çıkınca isteklerimizi tam ve açık olarak iletemiyoruz.

Sayın arkadaşlar, Romanlar olarak bu hükümet döneminden önce de sorunlarımız yok muydu? Adalet ve Kalkınma Partisi yokken de kimi zaman yanlış tavırlarla karşılaşmadık mı? Eskiden de Çingeneyiz demeye utanmıyor muyduk. Çocuklarımız okullarda horlanmıyor muydu? Daha öncesinde sosyal güvencemiz mi vardı? İçimizde çok mu doktorlar, mühendisler devlet adamları vardı? Yoksa devlet dairelerinde çalışan amirlerimiz mi vardı? Arkadaşlar bizler çok uzun zamandan beri sorunlar yaşıyoruz. Ve sorunlarımızın bazıları halen de devam ediyor.

Bir atasözümüz var, yiğidi öldür hakkını yeme diye. Ben herhangi bir siyasi partiye mensup değilim olamam da. Ama uzun yıllardan beri biriken sorunlarımızın çözümünü bir çırpıda bu hükümetten istemek de tarihi bir hata olmaz mı? Toplumumuzda doğru düzgün sosyal güvence yok, işsizlik var; bunları herkes biliyor. Bu benim ülkemin kanayan yarası. Gelin bir de öbür açıdan bakalım. Evet yıllardan beri saydığım problemler devam ediyor, evet hala sosyal güvencemiz yok. Ama hiç yoksa devletin şefkatli yardım eli bizlere uzanıyor. Sobamız yanıyor, tenceremiz kaynıyor. Demokrasiden bize düşen payı az da olsa alıyoruz.

Ah bir de şu yıkımlar olmasaydı. Evler işgal diye, kentsel diye yıkılmasaydı. Keşke mahalle sakinleri ile, mahalle temsilcileri ile oturulup; nasıl bir mahalle kurulması gerektiğine dair kararlar halkın katılımı ile alınabilseydi. Keşke mahallelerimiz taşınarak değil, oldukları yerde düzenlenseydi. Tapularımız verilseydi, insanların doğup büyüdükleri yerlerde yaşamalarına izin verilseydi, o zaman bizim hiçbir şikayetimiz olmazdı. Bizler ekmeğimizi bir şekilde kazanırız. Ama evlerimizi kaybedersek onları bir daha geri almamız mümkün değildir. 5 ay sonra seçim var. Belki sesimizi duyarlar da yıkım yerine gelin mahallenizi sizlerin projenize göre yapalım ya da siz kendiniz yapın derler. Benim 2011 yılının ilk günü ilk gecesi yapacağım dua bu olacak: yıkımlar dursun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder